İklim Değişikliği, Enerji Nakil Hatları Şebekesini Nasıl Zorluyor?

Araştırmacılar, çiy noktası sıcaklığının anahtar nokta olduğu yeni bir model öneriyor.

2018 yılının sonunda yayınlanan bir araştırma, enerji sektörünün, iklim değişikliğinin uzun vadeli elektrik talebine etkilerini hafife aldığını gösterdi. Buffalo Üniversitesi ve Pardue Üniversitesi tarafından yürütülen araştırma, orta ve uzun vadeli enerji tahminleri için kullanılan tahmin modellerinin sınırlarını açıklayarak, iklim değişikliğinin gelecekteki elektrik taleplerini nasıl değiştireceğine dair daha doğru bir görüş olduğu kaydedilen yeni bir model ortaya koyuyor.

Buffalo Üniversitesi Mühendislik ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nden Sayanti Mukherjee, “Mevcut enerji talebi modellemeleri, iklimin nasıl değişeceğine dair artan bilgimize yetişemedi” diyor. “Bu durum, ulusal güvenlikten, dijital ekonomiye, halk sağlığından çevreye kadar her şeyi etkileyecek enerji kesintilerine neden olabilecek riskler doğurabilir.”

Mevcut modelin sınırları

İklim bilimcilerin büyük bir kısmı, küresel sıcaklıkların 21. yüzyıl boyunca yükseleceğini tahmin ediyor. Bu durumun daha fazla insanın serinlemek için klima kullanması sonucu elektrik talebini artırması bekleniyor. Gelecekteki elektrik talebini tahmin etmek için kullanılan en yaygı modelleme uygulamalarından biri olan MARKAL, iklim değişkenliği parametresini hesaplamıyor. Diğer yaygın bir enerji ekonomisi modeli olan Ulusal Enerji Modelleme Sistemi (NEMS), iklimi dikkate almaktadır ancak limitlidir. Bir ısınma derecesi günü, ortalama sıcaklığın 18 derecenin üzerinde olduğu bir gün olarak tanımlanır, ısı 18 derecenin altına düştüğünde de soğutma derecesi günüdür. Mukherjee, bu yaklaşımın zamanı dikkate almadığını söylüyor. Örneğin, 23 saat boyunca 76 fahrenheit ve 1 saat boyunca 60 fahrenayt olduğunda, o günün ortalama sıcaklığı 68 fahrenheit olarak kaydedilmektedir.

Anahtar nokta “Çiy Noktası Sıcaklığı”

Bir düzineden fazla hava ölçümü üzerinde çalışan uzmanlar, ortalama çiy noktası sıcaklığının – havanın su buharı ile doygunluğa ulaştığı sıcaklığının- artan enerji talebinin en iyi göstergesi olduğunu buldular. Bir sonraki en iyi gösterge ise, bir ay boyunca kaydedilen maksimum sıcaklıktır. Araştırmacılar, bu iklim göstergelerini, enerji tüketimi yapan konut, işyerleri ve sanayi tesisleri, hava durumu verileri ve sosyoekonomik veriler ile bir araya getirdiler. Modeli Ohio eyaletinde uyguladılar ve konut sektörünün iklim değişikliğine karşı en hassas sektör olduğunu buldular; çiy noktası sıcaklığındaki ılımlı bir artışta, elektrik talebi yüzde 20’ye kadar yükseliyordu. Şiddetli bir yükseliş ile yüzde 40’a kadar sıçradı. Buna karşılık, modellerinde iklim değişikliğini göz önünde bulundurmayan Ohio Kamu Hizmetleri Komisyonu (PUCO), yükselişin 2033 yılına kadar yüzde 4’ten daha az olacağını öngörüyordu. Sanayi sektörü sıcaklık değişkenliğine karşı daha az hassastır ancak araştırmacılar, PUCO’nun yüzde 3.2 oranında artış öngördüğü modelde, talebin yüzde 14’e kadar yükselebileceği öngörüsünde bulunuyorlar.

Kış aylarında, modeller arasındaki farklılıklar daha az belirgindir. Bu durumun kısmen, evlerini elektrikle ısıtan Ohio sakinlerinin nispeten daha düşük bir yüzdesi olmasına bağlıdır (%22,6). Araştırmacılar, bu çalışma Ohio ile sınırlı olsa da, modelin diğer devletlere uygulanabileceğini ifade ediyor.

Elektrik Sektöründe Yolunuzu Aydınlatıyoruz

Bağlantılar

İletişim

Adres

Kavakyeli Sitesi, Fetih Mah., Tahralı Sok., No:7, A Blok, Kat 4, D:10, 34704, Ataşehir, İstanbul